13:23
0

Greg Zlinski’nin Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde dünya prömiyerini yapan Hayvanlar (Tiere) filmi baştan sona gizemlerle dolu, son ana kadar merak ettiren bir film.
Nick ve Anna’nın evlilikleri yolunda gitmemektedir. Nick’in üst komşuları Andrea ile bir ilişkisi vardır. Fakat bu ilişkiyi de sonlandırmak istemektedir. Anna ve Nick altı aylık bir yolculuğa çıkacaklardır. Nick, yöresel yemek tarifleri toplayan birisi. Mesleği hakkında net bir şey geçmese de gurme ya da aşçı olduğunu düşünüyorum. Anna’nın da yazar olduğunu ekleyeyim.
Bu yolculuk belki ikisi açısından da evliliklerini yoluna koymak için bir başlangıç olacaktır. Yolculuk hem neşeli hem de gergin geçer. İkisinin de ruh hallerinin geçişken olduğunu söyleyebilirim. Bu arada altı aylık bu yolculuk sırasında evdeki balıklarına bakmaları için bir kadınla anlaşırlar. Onun adı da Mischa’dır.
Filmin ilk on beş dakikasında neredeyse bütün karakterleri tanıyoruz. Hikaye hızla akıyor. Nick ve Anna arasındaki gerginlik, eve bakacak kadının dünyası hemen hemen ortada.
Nick ve Anna yolculuklarının belki de en eğlenceli anında bir kaza geçirirler. Yolun ortasında öylece duran bir koyuna çarpar Nick. Bundan sonra hikayenin gerilim ve gizem dozu artmaya başlıyor. Çift, ufak yaralarla eve dönmüşlerdir. Nick çarptığı koyunu satın almak zorunda kalmıştır. Altı aylığına kiraladıkları ev yüksek bir yerde, insanlardan uzak bir konumdadır. Anna yaşadıkları kazanın etkisinden kurtulamadığı için ilk çalışma gününde Nick’e eşlik eder.
Nick bir restorana girmiştir fakat bir türlü çıkmıyordur. Anna bu sırada sahile gidip biraz zaman geçirir. Burada bir kediyle konuşur ya da konuştuğunu hayal eder. Anna’ın durumu yavaş yavaş kötüye gitmektedir. Bazı şeyleri hatırlamıyordur ya da söylediği sözlerin Nick tarafından başka türlü anlaşıldığını fark etmeye başlamıştır. Örneğin, “Seni öldürmek istiyorum.” dediğinde, “Dışarıda ne var?” gibi bir şeye cevap veriyor Nick.
Hikayenin bundan sonrası için başka bir şey söylemeyeceğim. Sadece üst komşu ve eve bakan kadın arasında da bir bağ olduğundan bahsedeyim. Bu bağın da yaşanılan kazayla birlikte kurulduğunu söyleyebilirim.
Koyuna çarpmalarından önce de filmde tesadüfi, garip ama olası şeyler yaşanmıştı. Kazadan sonra bir rüyanın içerisindeymişiz ya da Anna’nın hafızasıyla ilgili sorun yaşadığı hissi oluşuyor filmde. Hatta hatta kazadan sonra gördüğümüz her şeyin Nick’in sanrıları olabileceğini bile düşünebilirsiniz.
Neyin ne olduğunu son ana kadar anlamadığınız, belki o son anda bile anlaşılamayan ama izlettiren bir film. Biraz uzun oldu yazı hatta tam anlatamadım da ama filme dair sürprizi kaçırmamaya çalışıyorum. Doğal ortamları, oyuncu performansları ve ters köşe yapan unsurlarıyla izlenmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum. Hala aklımda sorular var filme dair ve bunlar keyifli sorular. Uluslararası Yarışma bölümünde yer alan Hayvanlar’ı gerilim ve gizemden hoşlananlara tavsiye ederim.
Bu yazı radyozimbirti.org'da yayınlanmıştır.