"... Fellini’nin başyapıtı Tatlı Hayat’a benzetilen film" diye geçiyor basın bülteninde. Bence benzemekten fazlası olmuş.
Film şahane, öncelikle
bunu söyleyeyim. Toni Servillo şahane bir oyunculuk ortaya
koymuş. Gösterime girdiğinde koşa koşa gidiniz. Tavsiye
ederim. Ama Oscar'ı almasını falan hiç istemem. Öyle
bir film değil bence. Gıcık bir tat bıraktı bende film. Gereksiz
olduğunu düşündüğüm sahnelerle uzatılmış.
Ayrıca sahnelere uygun olsun diye yapılan müzik tercihleri
aksi yönde bir etki bırakıyor ve kakofoni oluşturuyor.
Film şehri anlatma
derdine girmekle, girmemek arasında sıkışmış. Her yönden
bakıyoruz şehre. Tarihinden, gece hayatına değinen, imkanlar
sunan, kariyer hevesiyle gelenlere kapılarını açmış bir
şehir olarak izliyoruz şehri. Her şey var Roma'da. Filmin baş
kahramanı Jep Gambardella'nın hayatının bir bölümüne
tanıklık ediyoruz. Biraz geçmişine göz gezdirsek de,
özellikle 65 yaşından sonra “kendimi yaşlanmış
hissediyorum” diyen bir adamın hayatı film. 40 yıl önce
yazdığı kitabın ekmeğini yiyor hala. Nükteli, alaycı
konuşmalarında zeka fışkıran, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen
kadınlar tarafından rağbet gören, gazetecilikle uğraşan, 26
yaşında Roma'ya geldiğinde gece hayatının kralı olmayı
kafasına koyan ve bunu başaran bir adam Jep.
Toni Servillo |
Kalabalığın,
şatafatlı hayatın ortasında yalnız geçen bir 65 yılı
var Jep'in. Kendisiyle ilgili yaptığı en büyük keşfi
ise bu sıralara rastlıyor “canımın istemediği şeyleri yaparak
daha fazla vakit kaybetmeyeceğim” diyor. Belki de bu yüzden
geçmişine ait günahlardan arınmak istiyor.
Her gören ona şunu
soruyor. “Neden yazmayı bıraktınız?” Anlıyoruz ki Jep
sevdiği kadının onu terk edip gitmesinin ardından yazmış bu
kitabı. Uzun yıllar sonra ondan aldığı tek haberse, ölüm
haberi oluyor. Bu Jep'in tekrar yazma isteğini canlandırıyor.
Filmin en saf karakteri ve Jep'in dostu olan Carlo Verdone'nin
canlandırdığı Romano, bu yazma isteği karşısında, onun
hayatında önemli bir şey olduğunu hemen anlıyor. Romana ise
bambaşka bir karakter. Yıllarca şehirde talihin ona gülmesini
bekleyen, ilerleyen yaşına rağmen bir öğrenci yurdunda kalan
fakat sonunda yazdığı oyunu sahneleyip, ardından aldığı
alkışlara rağmen şehri terk etmeyi kafasına koyan bir tip.
Başta da dediğim gibi
film şahane ama gıcık bir tadı var. Buna rağmen atmosferi, bazı
oyuncuların muhteşem oyunculukları (büyük ihtimalle
Oscar alacaklardan daha iyi), görsel unsurların göze
batmaması ve kamera kullanımı filmi izlenecek filmler arasına
sokuyor. Yeri geldiğinde kullanılan metaforlar ise hayli dikkat
çekici. Bulunduğu çevre itibariyle tam bir 'poker yüz'
olmak zorunda kalan Jep'in hizmetçisiyle kurduğu kısa
dialoglar görülmeye değer. İkilinin muhabbetlerindeki
sıradanlık bütün atmosferin içerisinde aradan
sıyrılmayı başarıyor.
Yaşamayı sonuna kadar
beceren fakat ölümün de kendisine yaklaştığını
sezen Jep'in hikayesini izleyeceksiniz. Belki kendinizden bir şeyler
bulmanız da mümkün. Özellikle can alıcı sözlerle
-nasıl olursa olsun- hayatı sorgulayan bir film. Replikçilere
bu filmden iyi ekmek çıkacak gibi.
- Yönetmen ve Senaryo: Paolo Sorrentino
- Oyuncular: Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli, Isabella Ferrari
- Görüntü Yönetmeni: Luca Bigazzi
- Kurgu: Cristiano Travaglioli
- Yapım Yılı: 2012
- Ülke:İtalya, Fransa
- Süre: 142 dk.
- Dağıtım: M3 Film
- İthalat: Calinos Films