15:35
0

"... Fellini’nin başyapıtı Tatlı Hayat’a benzetilen film" diye geçiyor basın bülteninde. Bence benzemekten fazlası olmuş.

Film şahane, öncelikle bunu söyleyeyim. Toni Servillo şahane bir oyunculuk ortaya koymuş. Gösterime girdiğinde koşa koşa gidiniz. Tavsiye ederim. Ama Oscar'ı almasını falan hiç istemem. Öyle bir film değil bence. Gıcık bir tat bıraktı bende film. Gereksiz olduğunu düşündüğüm sahnelerle uzatılmış. Ayrıca sahnelere uygun olsun diye yapılan müzik tercihleri aksi yönde bir etki bırakıyor ve kakofoni oluşturuyor.

Film şehri anlatma derdine girmekle, girmemek arasında sıkışmış. Her yönden bakıyoruz şehre. Tarihinden, gece hayatına değinen, imkanlar sunan, kariyer hevesiyle gelenlere kapılarını açmış bir şehir olarak izliyoruz şehri. Her şey var Roma'da. Filmin baş kahramanı Jep Gambardella'nın hayatının bir bölümüne tanıklık ediyoruz. Biraz geçmişine göz gezdirsek de, özellikle 65 yaşından sonra “kendimi yaşlanmış hissediyorum” diyen bir adamın hayatı film. 40 yıl önce yazdığı kitabın ekmeğini yiyor hala. Nükteli, alaycı konuşmalarında zeka fışkıran, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen kadınlar tarafından rağbet gören, gazetecilikle uğraşan, 26 yaşında Roma'ya geldiğinde gece hayatının kralı olmayı kafasına koyan ve bunu başaran bir adam Jep.
Toni Servillo
Kalabalığın, şatafatlı hayatın ortasında yalnız geçen bir 65 yılı var Jep'in. Kendisiyle ilgili yaptığı en büyük keşfi ise bu sıralara rastlıyor “canımın istemediği şeyleri yaparak daha fazla vakit kaybetmeyeceğim” diyor. Belki de bu yüzden geçmişine ait günahlardan arınmak istiyor.

Her gören ona şunu soruyor. “Neden yazmayı bıraktınız?” Anlıyoruz ki Jep sevdiği kadının onu terk edip gitmesinin ardından yazmış bu kitabı. Uzun yıllar sonra ondan aldığı tek haberse, ölüm haberi oluyor. Bu Jep'in tekrar yazma isteğini canlandırıyor. Filmin en saf karakteri ve Jep'in dostu olan Carlo Verdone'nin canlandırdığı Romano, bu yazma isteği karşısında, onun hayatında önemli bir şey olduğunu hemen anlıyor. Romana ise bambaşka bir karakter. Yıllarca şehirde talihin ona gülmesini bekleyen, ilerleyen yaşına rağmen bir öğrenci yurdunda kalan fakat sonunda yazdığı oyunu sahneleyip, ardından aldığı alkışlara rağmen şehri terk etmeyi kafasına koyan bir tip.

Başta da dediğim gibi film şahane ama gıcık bir tadı var. Buna rağmen atmosferi, bazı oyuncuların muhteşem oyunculukları (büyük ihtimalle Oscar alacaklardan daha iyi), görsel unsurların göze batmaması ve kamera kullanımı filmi izlenecek filmler arasına sokuyor. Yeri geldiğinde kullanılan metaforlar ise hayli dikkat çekici. Bulunduğu çevre itibariyle tam bir 'poker yüz' olmak zorunda kalan Jep'in hizmetçisiyle kurduğu kısa dialoglar görülmeye değer. İkilinin muhabbetlerindeki sıradanlık bütün atmosferin içerisinde aradan sıyrılmayı başarıyor.

Yaşamayı sonuna kadar beceren fakat ölümün de kendisine yaklaştığını sezen Jep'in hikayesini izleyeceksiniz. Belki kendinizden bir şeyler bulmanız da mümkün. Özellikle can alıcı sözlerle -nasıl olursa olsun- hayatı sorgulayan bir film. Replikçilere bu filmden iyi ekmek çıkacak gibi.
  • Yönetmen ve Senaryo: Paolo Sorrentino
  • Oyuncular: Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli, Isabella Ferrari
  • Görüntü Yönetmeni: Luca Bigazzi
  • Kurgu: Cristiano Travaglioli
  • Yapım Yılı: 2012
  • Ülke:İtalya, Fransa
  • Süre: 142 dk.
  • Dağıtım: M3 Film
  • İthalat: Calinos Films