Yönetmenliği
ve senaryosuyla bir Cédric
Klapisch
filmi olan Aşk Bulmacası, sağda solda göreceğiniz
romantik-komedi filmlerinden biri değil. Bildiğimiz anlamda dolu
dolu bir aşk hikayesi etrafında şekillenmiyor film. Bu haliyle de
daha çok komedi unsurlarıyla ve ince mizahıyla ön plana
çıkıyor. Oyuncu performansları, 'yerinde kim olsa, olurdu'
düzeyinin ötesine geçemiyor. Fakat hikaye ve
yönetmenlik anlamında tür içerisinde yılın öne
çıkacak yapımlarından biri olacağını söylemek
mümkün.
Bir
adam, iki çocuk ve üç kadın. Hikaye bu unsurlar
etrafında ilerliyor. Filmi izlemeye ortasından başlıyoruz.
Böylece bu noktaya gelene kadar ne tür tesadüfler,
karmaşalar yaşanmış kahramanımız Xavier bize anlatmaya
başlıyor. İngiliz Wendy ile on yıllık evliliği 'aşk bitti'
argümanıyla karşılıklı olarak sona erdiren roman yazarı
Xavier, çocuklarının hasretine dayanamayıp, peşlerinden
Amerika'nın yolunu tutar. Bir süre lezbiyen arkadaşı Isabelle
ve Ju ile beraber kalır. Bu arada Isabelle, bildiğim insanın
genlerini taşımalıyım diyerek, Xavier'in spermlerinden hamile
kalmıştır. Her ne kadar “Geleneksel anlamda baba olmayacaksın”
diye söylense de, ilerleyen dakikalarda Xavier'i üçüncü
çocuğu ile başbaşa bırakmaktan kendini alıkoymaz.
Sana
üçümüzün karışımı biri lazım, diyor
İsabelle.
|
Bir
de Xavier'in üniversite aşkı Martine vardır. Audrey
Tautou'nun canlandırdığı bu karakter, boşanmış, Xavier gibi
iki çocuk sahibi, işinde gücünde bir kadındır.
Bir iş görüşmesi için New York'a gelmesiyle eski
aşıklar arasında kıvılcım başlar. Film boyunca bunun üzerinde
durulmaması, bu hikayeyi arka planda bırakıyor. Fakat
romantik-komedi tanımlamasına uygun olsun diye filmin sonuna
iliştirilen Xavier ve Martine'nin mutlu sonla biten aşkı,
hikayenin genel havasını biraz bozuyor.
Film
Xaiver'in New York'a alışması, çocukların üzerinde
hak iddaa edebilmesini sağlayacak sahte evililiği yapması,
koşturmaca, yazmayı bitirmesi gereken romanın telaşı, üç
kadın arasında gidip gelen hayatı üzerine odaklanıyor.
Filmde bir Amerikalı'nın gözünden Fransız'ı gördüğümüz
sahne, salonda kahkahalara neden oldu. Bu ve buna benzer anlatılar,
toplumsal-kültürel farklılıklara, göçmenliğe,
aile olma, baba olma gibi konulara da değinmeden edemiyor. Başarılı
bir güldürü ve yarım yamalak anlatılan bir aşk
hikayesi olan bu film, eğlenceli vakit geçirmek istiyorsanız
tam da olmanız gereken yerdesiniz hissini veriyor.