The Darkest Universe (Paralel Evren), Tom Kingsley ve Will Sharpe’ın kaleminden çıkmış, yönetmenliğini de aynı ikilinin yaptığı keyifli bir İngiliz filmi. Will Sharpe filmin başrolü ve her şeyi desek yanlış olmaz.
Film sosyal medya mağduru Zac’in içler acısı haliyle başlıyor. Sonrasında onu, kardeşini aramak için hazırladığı broşürleri dağıtırken buluyoruz. Hikaye iki kola ayrılmış durumda. Bir yanda kardeşini arama sürecini ve bununla birlikte yaşadığı olayları izlerken bir yanda da kardeşi ve sevgilisiyle arasındaki anlaşmazlıklar içerisinde buluyoruz.
Zac, sevgilisiyle birlikte kaybolan kardeşini bulmak için polise başvuruyor fakat beklediği ilgiyi göremeyince kendince yöntemler geliştiriyor. İnternet sitesi kuruyor, youtube videoları hazırlıyor. Bir türlü istediği ilgiyi çekemiyor. İlgi çekmek için acısını eğlenceye, şaklabanlığa dönüştürüyor. Çektiği videolarda anlamsız hikayeler anlatıyor, dans ediyor, hopluyor, zıplıyor ve buna başkalarını da dahil ediyor. Ruh hali git gide bozuluyor aslında.
Zac, finans sektöründe çalışıyor ve evlenme planları yaptığı bir sevgilisi var. İlişkisindeki en büyük sorun onunla birlikte yaşayan kardeşi Alice. Alice, vurdumduymaz, düzensiz biri. Zac yine de onun için elinden geleni yapıyor. Satın aldığı ve bir kanalın kenarında bağlı duran teknede yaşaması için kardeşini ikna ediyor. Alice için başta sıkıcı olan bu durum sonradan sevgilisi olacak Toby ile tanışmasıyla sona eriyor. Bu süreçte Zac ve Alice’in kavgaları ve aynı şekilde Zac’in sevgilisiyle ayrılık sürecini izliyoruz. Zac en nihayetinde işinden ayrılma kararı alıyor. Filmin bu kısmı hikayenin bir bölümünü oluşturuyor. Geçmiş kısmını.
Şimdiki zamanda ise Zac’in Toby ile Alice’i arama sürecini izliyoruz. Zac kardeşini bulmak için bir yolculuğa çıkıyor ancak bu bir yandan içsel bir yolculuğa da dönüşüyor aslında. Keyifli bir kara mizah örneği vadediyor The Darkest Universe bize ve bunu başarıyor da.
