15:10
0


Benim için günün ikinci filmi olan La Herida özellikle başrol oyuncusu Marian Âlvarez’in oyunculuğuyla ön plana çıkıyor. Hemen belirteyim filmi oyuncu Rosana Pastor ile birlikte izledik. Film sonrası sorulara cevap verdi.

Marian Âlvarez’in canlandırdığı Ana karakteri ambulans şoförlüğü yapmaktadır. İşi yaşlı hastaların taşınmasıdır. Film yaşamla-ölüm arasında gidip gelen bir yerde duruyor. Özellikle ölüme yakın yaşlı hastalar ve kendisini öldürecek cesareti olmayan Ana arasında sıkı bir bağ var. Ana’nın kendisinin bilmediği bir hastalığı vardır. Bu hastalık filmin bütününü ve Ana’nın karakterini sarmalıyor diyebilirim. Her ne kadar ismen film içerisinde zikredilmese de Ana’nın hastalığı Borderline Kişilik Bozukluğudur. Bu hastalığın içeriğine dair az-çok bilgisi olan birisi için filmi izlemek daha kolay olacaktır.

Zira duygu durumunda ani değişiklikler, intihara meyil, kendini jiletleme, sürekli bir öfke hali v.b tutumlar Ana’nın karakterinin bir parçası. Film baştan sona Ana’nın sorunları üzerine kurulu. Annesiyle birlikte yaşayan Ana, bir de sevgilisi tarafından terk edilince onun için hayat daha da çekilmez bir hale dönüşür.



Anne ve babasının ayrı oluşunun etkileri, babasıyla var olan olumsuz ilişkisi, hayata küskünlüğü Âlvarez’in canlandırdığı Ana karakterinde tam anlamıyla vücut bulmuş. Hastalığından habersiz ve her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışan Ana filmin sonunda biraz da seyircinin kendisine bırakılmış bir şey olarak geleceğe dair bir umudun olduğu hissiyatını da oluşturuyor.

Yönetmen Franco’nun Ana’yı ve onun dünyasını anlatma biçimi gayet başarılı. Filmde tempo zaman zaman düşse de film genel olarak yan hikayeleriyle de birbirleriyle bağlantılı, bütünlüklü bir konuya sahip. Evrendeki bir toz tanesi dahi olmayan insanın, hayatta kaybetmişliğini, başarısızlığını anlatan bu film izlendiğinde bünyede olumsuz etki yaratacak türden. Bu da insanın kendisini sorgulamasının en azından başlangıcı olabilir.

Bu yazı daha önce ekranella.com'da yayınlanmıştır.