12:48
0

Festivalde bir Ralph Fiennes filmi daha. Fakat bu sefer oyunculukla yetinmeyen Fiennes, filmin yönetmen koltuğuna oturmuş. Başarılı bir dönem filmi denilebilecek olan film, özelikle kostüm tasarımlarıyla ön plana çıkıyor. Yer yer sıkıcı bir melodrama dönüşen bu film, oyuncuların abartısız performanslarıyla keyif veriyor.

Fiennes'ın canlandırdığı Charles Dickens'ın hayatının bir bölümünü anlatan bu filmi genellikle aşk yaşadığı genç Nelly'nin gözünden izliyoruz. Nelly babası vefat etmiş, üç kız kardeşi ve annesiyle birlikte zorlu koşullarda yaşamaya çalışan, Dickens'ın edebiyatına -herkes gibi- hayranlık duyan genç bir kadındır. Bir şekilde Dickens'ın tiyatrosunda oyuncu olarak kendisine yer bulur ve aralarında geçecek bir aşkın da tohumları atılır. Bu aşk Dickens'ın neredeyse bir düzine çocuğa sahip karısıyla boşanmasına, başını alıp giden dedikodulara ve sonu belirsiz bir beraberliğe doğru yol alır.

Nelly, Dickens'ın ölümünden sonra eski hayatını bir kenara bırakıp evlenmiştir. Öğretmenlik yapmaktadır ve bir çocuğu vardır. Film Dickens'lı anılar ve şimdi ile gidip gelen bir çizgide ilerliyor. Boğucu ve karanlık atmosferi ile dönem ruhunu yansıtan görselliği filmin dramatik havasına fazlasıyla katkı sağlıyor Dönemin politik duruşu, sanat camiasının insanlarına içeriden bakışı, kadın bedeninin, özgürlüklerin kısmen de olsa tartışılması, evlilik, aile gibi kavramlar filmin merkezine yerleşen aşk hikayesini bir örümcek ağı gibi örüyor. En azından Dickens hayranlarının severek izleyeceği bir film.

Bu yazı daha önce ekranella.com'da yayınlanmıştır.