14:17
0




Doctor Who izlemek başlayan için bir süre sonra “hastalığa” dönüşebiliyor. Bu yazıyı yazmaya başladığım sıralarda dizi 52. yılını kutluyor. John F. Kennedy, 22 Kasım 1963’te uğradığı suikast sonucu hayatını kaybettikten bir gün sonra yayın hayatına başlayan efsane ilk bölüm pek izlenmemişti. Eh! Bir çocuk dizisi olarak başlayan Doctor Who günün öne çıkanı değildi sonuçta.

İşte bugün geldiğimiz noktada büyük bir hayran kitlesine sahip. Yazımın konusu modern serinin dokuzuncu sezonunun 10. bölümü olan Face the Raven ile ilgili olacak elbette. Yine de 52. yıl kutlamasına yazıda ortak olmak istedim.

Jenna Coleman geçen sezon diziden ayrılsaydı belki bu sezon bambaşka hikâyeler izleyecektik. En azından hikâyelerin gidişatları daha başka olacaktı. Ancak son anda kararını değiştirdi ve bir sezon daha dizide şova devam etmek istedi. Zaten genel kanı sekizinci sezonun pek de iç açıcı olmadığı yönünde ki ben de o düşünceye sahip insanlardan biriyim.

Dokuzuncu sezon gerçekten çok sağlam başladı. Dizi geçmişle olan bağını her bölüm yükseltti. Hatta öyle ki ağladığımız, hüzünlendiğimiz anlar oldu. Neredeyse unuttuğumuz bir konuyu bir anda bize hatırlattı. İşte bugün Clara’nın, “İmkânsız Kız”ın gidişine tanıklık ediyoruz.

Yazının tamamı ekranella.com'da.